27 Şubat 2009 Cuma

ARDAHANDAKİ TARİHİ ESER KALINTILARI:

Akçakale Ada Şehri Kalıntıları : Çıldır Gölü’nün içerisindeki Akçakale Adası, doğal güzelliklerinin yanı sıra, birinci derece arkeolojik sit alanıdır. Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık olarak 27 km. güneydoğusunda yer alan Akçakale Köyü’nün hemen batısında, bir ada şehrine ait kalıntılar bulunmaktadır.Yapı artıklarından ve molozlardan adanın tarih boyunca yoğun şekilde iskan gördüğü anlaşılmaktadır.
Ada üzerinde tarih öncesi devirlerden kalma dolma tapınak görünümünde bir taş dam, belirli bir düzen içinde dizilmiş tabii taşlardan menhir ve kromlekler ve çok tahrip olmuş kare şeklinde bir yapı kalıntısı bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar adanın Paleolitik Çağ’dan yakın zamanlara kadar yerleşim yeri olarak kullanıldığını ortaya çıkarmıştır. Adada ayrıca Urartular döneminden kalma çeşitli yazılı taşlar bulunmuştur.

Çıldır Taşköprü Kitabeleri : Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 30 km . güneyindeki Taşköprü Köyü’nün kuzeyini sınırlayan kayalıkta, büyük bir kaya üzerinde bir kitabe yer almaktadır.Bölgedeki en eski kitabe olduğu sanılan bu kalıntının Urartu Krallarından 2. Sarduri’ye ait olduğu ifade edilmektedir.


Ardahan Kalesi : Ardahan Kalesi çevresinde yapılan Prehistorik araştırmalar, Eski Tunç Çağı’na (M.Ö. 3500-2000) ait yerleşmenin varlığını ortaya koymuştur. Ardahan Kalesi, Osmanlı döneminde 16. yüzyıl ortalarında, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle inşa edilmiş ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Tarihi oldukça eskilere dayanan Ardahan Kalesi’nde yapılan kazılar, bölgenin çeşitli krallıkların hakimiyetine girdiğini göstermektedir. Kale, şehir merkezinin kuzeyindeki Halil Efendi Mahallesi ile şehir merkezini birbirinden ayıran Kura nehri’nin hemen sol kıyısında bulunmaktadır. Mimari açıdan dikdörtgen planlıdır. Giriş kemerinin hemen üzerinde, yapıldığı tarih yazmaktadır(1544). Dikdörtgen plan oluşturan sur duvarları, 745 m. uzunluğundadır. Baştan başa kare tabanlı ve çokgen planlı çok sayıda kule ile desteklenmiştir.

Şeytan Kalesi : Çıldır ilçesinin Yıldırımtepe Köyü civarında olan bu kalenin, Orta Çağ’da yapıldığı tahmin edilmektedir. Çıldır’a 1 km . uzaklıktaki Yıldırımtepe Köyü’nün yaklaşık 1.5 km. kuzeydoğusunda bulunan Karaçay Vadisi’nde oldukça sarp bir alana inşa edilmiştir. Şeytan Kalesinin ilk inşa evresi kesin olarak bilinmemektedir. Konum ve mimari özellikleri bakımından Urartu kalelerinin genel özelliklerini yansıtır. Bazı tarihçiler kalenin adının, sarp ve ürkütücü konumundan kaynaklandığı fikrindedirler. Bugün Çıldır Gölü’nden tek bir yolla gidilen kalenin üç yanını oldukça derin bir yataktan dolaşarak akan Karaçay’ın sınırladığı sarp bir yarımada üzerine kurulmuş olması, bunun kolay kolay ele geçirilemeyecek bir konuma sokmuştur. Kuzeydeki ana giriş yarım daire biçimindeki iki burç arasında yer almaktadır. Kale, ortada çok büyük ölçüde bir ana burç, onun kuzeydoğusunda yarım silindirik diğer bir burç ve kuzeybatısında yarım silindirik diğer iki burçla ve bunları birbirine bağlayan, üzerlerinde seğirdim yerlerinin de bulunduğu beden duvarlarından oluşmaktadır.

Kinzi Kalesi : Ardahan’ın yaklaşık 30 km. batısında Bağdeşen Köyü’nün kuzeyinde, Bülbülan Yaylası’nın güneydoğusunda yer alır. Bu kalenin hemen yakınından Ardahan – Artvin kestirme yolu geçmektedir. Üç yönden derin vadilerle çevrilmiş yüksek bir dağın dil biçimindeki uzantısı üzerine kurulmuş olan kalenin, iç ve dış bölümlerden oluştuğu anlaşılmaktadır. İç kale, kuzey yönde ve daha yüksekte yer almaktadır. Bunun güneyinde ise eski yerleşim yeri ile kaleyi sınırlayan ve büyük oranda da yıkılmış olan dış kale surları bulunmaktadır.

Kalecik Kalesi : Göle ilçesine bağlı Kalecik Köyü’nün yaklaşık 450- 500 m. güneyinde, köyden gelen derenin oluşturduğu vadi ile Kura Vadisi’nin kesiştiği noktada sarp bir alana kurulmuştur. Konumu, mimari özellikleri ve ele geçen seramik buluntuları açısından Urartular tarafından yaptırılmış olduğu tahmin edilen yöre kaleleriyle benzer özellikler göstermektedir. Üç yönden çok dik ve sarp kayalıkların sınırladığı ve akarsularıyla birlikte iki derin vadinin kesiştiği bir konumda inşa edilmiş olan Kalecik Kalesi’ne; kuzey yönden iki yanı yarı silindirik birer burçla takviye edilmiş kapıdan girilmektedir.

Kurtkale : Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 36 km . kuzeydoğusundaki Kurtkale nahiyesinde 1 km güneyinde ve Gürcistan sınırında bulunmaktadır. Yakınındaki nahiyeye de adını veren Kurtkale’nin tarihi ve adını nereden aldığı konusunda kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. Yöre halkına göre kale adını kuzeydeki girişin solundaki kurt figüründen almıştır. Konum açısından bakıldığında Kurtkale’nin, boğazı ve sınırı güvenlik altına almak için yaptırılmış bir savunma yapısı olduğu, merkeze yapılabilecek saldırıların doğudan gelecek olanını merkeze yakın Şeytan Kalesi’ne gelmeden önce durdurabilmek amacıyla inşa edildiği akla gelmektedir. Günümüzde kalenin beden duvarlarının üst kısımları, girişler ve burçlar yıkılmış olup, sadece ana girişte sağlam kalan duvarın üstünde iki siper ayaktadır. Kale içinde, bir giriş ve küçük bir apsise sahip şapel bulunmaktadır.


Yiğit Konağı Kulesi : Göle ile Ardahan arasında ve Ardahan’a 28 km uzaklıktaki Yiğitkonağı Köyü’nün 4-5 km yakınında, Kura nehrinin akış yönüne göre solundaki bir tepe üzerinde yer almaktadır. Doğal kaynaklar üzerinde inşa edilen kule, hayli harap durumdadır. Yapını kuzey yönünde bulunan mazgal pencere, kulenin diğer yönlerinde de benzer açıklıkların bulunduğu izlenimini vermektedir.Yiğitkonağı Kulesi’nin, çevreyi gözetim altında tutabilecek bir yerde inşa edilmesi, kulelerin orta çağlarda hayli fonksiyonel olduklarını düşündürmektedir.

Çakıldere Köyü Kulesi : Ardahan il merkezine bağlı Çakıldere Köyü’nün yaklaşık 5-6 km kuzey batısında alçak bir tepe üzerine kurulmuştur. Kübik alt yapı üzerine kare planlı olarak inşa edilen kulenin üst kısımları yıkıktır. Kulenin sağlam kalan kısmının yüksekliği yaklaşık 5-6 m kadardır.

Uğurlutaş Köyü Kulesi : Göle ilçemize bağlı Uğurlutaş Köyü’nün doğusundaki Bellitaş mevkiindedir. Büyük bir kısmı yıkılmış olan kule, hayli harap haldedir. Kalan izlerden plan ve mimarisi hakkında net bir fikir sahibi olabilmek mümkün değildir.

TARİHİ CAMİLER :

Ardahan Merkez Mevlit Efendi Camii : Ardahan şehir merkezinde Halil Efendi Mahallesi’nde yer alan cami, Ardahan Kalesi’nin yaklaşık 150-200 m. doğusunda yer almaktadır. Giriş kapısında bulunan kitabeden, 1701 tarihinde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu camiinin çevre duvarlarının üst kısmı ve üst örtüsü yakın tarihlerde yenilenmiştir.
Ardahan Derviş Bey Camii : Ardahan’da Tugay Komutanlığı’nın yanındaki parselde inşa edilmiş bulunmaktadır. Cümle kapısı üzerinde, iki tarafta yatay dikdörtgen panolar halinde yer alan yazılarda h.1285/m.1869 tarihi okunur. Yapıya adını vermiş olan Derviş Bey’in kimliği hakkında biyografik bilgi mevcut değildir. Caminin sağ ve sol tarafındaki panolarda “İslam’dan daha yüksek bir şeref yoktur.” ibaresi ve altında 1285 tarihi verilmiştir. Camii esas plan itibariyle dikdörtgen konumlu plan şemasına sahiptir. Girişin önünde yer alan mahfel, taşıyıcı ve kirişleme sistemiyle, ana hacmi iki bölüm halinde ifadelendirmiş, böylece içten ahşap kubbe dıştan oturtma çatı ile örtülmüştür. Duvar kalınlığı 0.80m.olan yapının minaresi de camii gibi muntazaman kesme taştan imal edilmiştir.

Arap ( Yanık ) Camii : Ardahan şehir merkezinde, Halil Efendi Mahallesi'nde, kalenin yaklaşık 150-200 m kuzeybatısında bulunan camidir. Yörede 1915’lerde, batılı devletler ( İngiltere, Fransa, Amerika ) in, Osmanlı İmparatorluğu'nun çözülmeye başlamasını fırsat bilerek, istilacı ve sömürgeci emellerini gerçekleştirmek amacıyla ve içerdeki kargaşalıkları destekleyerek bölgedeki Ermeni taşeronları da kullanarak Türklere karşı yaptırdıkları katliamlara kadar bu yapı ayakta idi. İşte 1915’lerdeki bu mezalim sırasında cami, içerisinde namaz kılan müslüman cemaatle birlikte yakılmıştır.

Posof Merkez Camii : Posof Merkez Cami’nin minberindeki kitabeye göre 1868 tarihinde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Cami, boyuna dikdörtgen planlı olup, kesme taşlardan yapılmıştır. İç yapısı Osmanlı mimarisini yansıtmaktadır. Ayrıca caminin doğusunda yer alan dikdörtgen hazire alanında bulunan bir lahitte camiinin yapılış tarihi 1771 olarak yazılmıştır. Minberinde ise daha yeni bir tarih yazılıdır.

0 Yorum:

Yorum Gönder

düşünceleriniz

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa